Prof. Dr. Ali İhsan Taşçı
+90 545 393 60 60
Zuhuratbaba Mahallesi, İncirli Caddesi, No: 89, Bayrak Apartmanı, Kat: 4, Daire: 9, Bakırköy, İstanbul
Yaşlılık, genetik faktörlere, beslenme şekline, hayat tarzına ve sağlığı etkileyen olumlu veya olumsuz faktörlere bağlı olarak fiziksel, sosyal, cinsel, psikolojik be bilinç fonksiyonlarında gerileme halidir. Yaşlılık yaş sınırı hakkında ortak kanaat olmamakla beraber 65 yaşından sonrası yaşlılık kabul edilmektedir. Günümüzde bu sınırı 70 olarak kabul etmek daha doğrudur.
Yaşlanmanın doğal seyri içerisinde bedenin hemen her yerinde, organ ve sistemlerde fonksiyon azalmaları ve kayıpları olmaktadır. Buna paralel olarak yaşlanmayla beraber cinsel fonksiyonlarda da azalma doğal karşılanmalıdır. Ancak, azalmaya rağmen hem erkek hem de kadın, ileri yaşlara kadar cinsel yönden aktif kalabilirler ve ilişkide bulunabilirler.
Yaşlı çiftlerin birbirleriyle ilişkileri ve cinsel yönden yakınlıkları, önceki yıllarda yaşananların devamıdır. Genellikle, yaşlı eşler birbirlerine daha bağımlı, duygusal yönden daha yakındırlar. Cinsel davranış ve ilişkileri de duygusal yakınlıklarına paralel olarak devam eder. Ancak bazı yaşlılar, birbirinden hem fizik hem de duygusal yönden uzaklaşır ve birbirlerine karşı ilgileri azalır.
Yaşlılık özelliklerinin ortaya çıkış zamanı kişilere göre farklıdır. Bedensel ve ruhsal sağlık durumu yanında insanın kendini hissettiği yaş da önemlidir. Elli-altmış yaşlarında çökmüş bir yaşlıya ve 80’inde her yönü ile aktif insanlara rastlamak olağandır.
Kültürlere göre değişmekle beraber genellikle yaşlılar cinsel isteklerini bastırmaya, kimseye belli etmemeye ve cinsellikle ilgili davranışlardan kaçınmaya gayret ederler.
Erkekte hem üreme hem de cinsel fonksiyon kapasitesi, yaşlanmayla birlikte azalmakla beraber, ileri yaşlarda bile tamamen ortadan kalkmaz. Yaşlanma ile hem erkeklik hormonu düzeyi hem de sperm üretiminde azalma söz konusudur.
Yaş ilerledikçe, erkeklerde cinsel ilişki sıklığı da azalmaktadır. Bu azalma önceki yıllardaki cinsel aktivite ile orantılıdır. Cinsel aktif yaşamı olan erkeklerde, yaşlanmayla beraber cinsellik daha iyi korunduğu gibi, cinselliğin durumu daha iyidir. Erkeğin cinselliği eşinin yaşı ve cinsel durumu ile de yakın ilişkilidir.
Yaşlanan erkekte cinsellikle ilgili değişikler şunlardır:
Bir genç kızın adet görmeye başlaması, nasıl yaşamının bir dönüm noktasıysa, kadının adetten kesilmesi de bir dönüm noktasıdır. Genç kız, adet başlangıcında bazı kaygıları taşısa da, normal gelişmenin ve büyümenin bir belirtisi olan bu durumdan hoşnutluk duyar. Menopozdaki kadında ise genelde kaygılar hakimdir. Kaygılarının başında da cinsellik konusu gelir; “Yine çekiciliğimi koruyabilecek miyim?”, “Eşim beni sevmeye devam edecek mi?”, “Cinsel arzularım olacak mı?” gibi endişeler bu dönemde yaygındır.
Menopozda üreme fonksiyonu ortadan kalkar. Cinsel fonksiyon ise cinsel fonksiyonlardaki bazı yetersizliklere rağmen devam eder. Menopozdaki cinsellik, eşlerin geçmişteki cinsel yaşamları ile yakından ilişkilidir. Zaten aksak giden cinsel yaşam menopozla beraber büsbütün bozulabilecektir. Ancak eşlerin karşılıklı sevgisi kökleşmiş, cinsellikte bedensel ve ruhsal haz yaşanabilmiş ise, menopozdan sonra da bu duygu ve yaşam devam edebilecektir.
Yaşlanan kadında cinsellikle ilgili değişiklikler şunlardır:
Menopozun kadın cinselliğine olumsuz etkileri yanında, iki olumlu etkisinden de bahsedilebilir:
Erkeklerde testestoron seviyesindeki azalma eşik bir değerden az ise ve testosteron eksikliğine bağlı klinik bulgular ortaya çıkmışsa hormon tedavisi gündeme gelmektedir. Yaşlı hastalarda testosteron eksikliğinin alt sınırı 300 ng/dl kabul edilir (Normali 700 ng/dl). Erkeklerde testostorunun azaldığı ve ilgili belirtilerin ortaya çıktığı döneme andropoz da denilmektedir. Ancak kadınlardaki menopozdan farklı olarak testosteronun üretilmeye devam etmesi nedeniyle andropoz yerine PADAM terimi (Partial Androgen Deficiency of the Aging Male) kullanılmaktadır. Yaşlanan erkekte PADAM ın klinik tablosunda yer alan rahatsızlıkların çoğu hormon eksikliği olmadan da görülebilen, başka nedenlere de bağlı olabilen belirtilerdir. Başka nedenler ekarte edilir, sağlıklı ölçümlerle testosteronun düşüklüğü gösterilirse tanı konulabilir. PADAM tanısı ve tedavisi tartışmalıdır. Bu nedenle konunun uzmanlarınca değerlendirilmelidir.