Prof. Dr. Ali İhsan Taşçı
+90 545 393 60 60
Zuhuratbaba Mahallesi, İncirli Caddesi, No: 89, Bayrak Apartmanı, Kat: 4, Daire: 9, Bakırköy, İstanbul
Cinsel fonksiyon, cinsel istek, uyarılma, plato, orgazm ve gerileme aşamalarından oluşur.
Şekil: Cinsel tepkinin dört fazı. Üstte erkeklerde görülen form, altta ise kadınlarda en sık görülen üç farklı form grafik olarak gösterilmiştir.
Cinsel isteğin kaynağı beyindir. Ayrıca, erkeklik hormonu (testosteron) ve yumurtalıktan salgılanan kadınlık hormonu (östrojen) cinsel isteği etkilemektedirler. Cinsel istek derecesi, kişinin bedensel ve ruhsal durumu ile ilgilidir. Normal şartlarda, normal bir insanın açlık, susuzluk ve uyku ihtiyacında olduğu gibi, cinsel isteğinin de oluşması beklenir.
Cinsel uyarının türü, yoğunluğu ve süresine göre, tepkinin hızı ve derecesi değişir. Kişinin arzularına uygun, yeterli süre ve yoğunluktaki cinsel uyaran, kısa sürede yoğun bir cinsel uyarılmaya neden olur. Cinsel uyaranın yetersiz oluşu ya da uyarılmayı baskılayan faktörlerin varlığında uyarılma evresi yavaşlar ve yoğunluğu zayıf olur. Hatta bazen cinsel uyaranın varlığına rağmen cinsel uyarılma hiç oluşmaz.
Uyarılma evresindeki esas fiziksel değişiklikler, sinir sisteminin işe karışması ile bazı bölgelerde kan dolaşımının artması, bazı bölgelerde kanın birikmesi neticesinde olur. Sonuçta oluşan değişikliklerin en belirgin olanları şunlardır:
Plato, orgazma kadar, cinsel hazzın yoğun hissedildiği evre olarak tanımlanabilir. Plato evresinde, uyarılma evresinde oluşan değişiklikler, biraz daha artmıştır. Erkekte mezi, kadında ise vaginal salgılama daha belirgindir. Erkeklerde, prostat içindeki arka idrar yolunda ve meni kanallarında meni birikimi bu evrede daha fazladır.
Cinsellikte hazzın yoğun hissedildiği, erkeklerde boşalmayla birlikte olan aşamadır. Ancak orgazmın gerçekleşebilmesi için, cinsel tepkinin önceki aşamalarının normal olarak yaşanması gerekir.
Cinsel ilişki sırasında vücutta ortaya çıkan değişikliklerin geri dönmesi aşamasıdır. Erkekte hızla gerçekleşen bu safha, kadınlarda daha uzun sürer.
Duyu organları ile algılanan cinsel uyarılar, beyin ve omurilikteki penisin sertleşmesi ile ilgili merkezlerde analiz edilir. Analizin neticesi haz verici yönde algılanırsa, sinirler vasıtası ile penise sertleştirici uyarılar gönderilir. Eğer cinsel uyaranlara rağmen, kişinin şartları uygun değil, başka problemleri veya endişeleri varsa, sertleşme merkezinden penisi sertleştirici uyarılar gönderilmez.
Penis sertleşmesinde şunlar rol oynamaktadır:
Sinirlerle penise gelen sertleştirici uyarılar, penis damarlarının ve penis içindeki süngerimsi dokunun genişlemesine neden olurlar. Genişleme neticesinde penise kan akımı artar ve penis büyür. Aynı esnada penisin kanını boşaltan damarlar da kapanır, böylece kan içerde birikir ve penis içinde basınç oluşur. Sonuç, peniste sertleşmedir. Sinir uyarıları azalınca mekanizma tersine işleyerek penis yumuşar.
Penisin sertleşmesi üç ayrı mekanizma ile sağlanabilir. Bu mekanizmalar birbirleriyle koordineli ya da bağımsız çalışabilirler.
1.Psikojenik sertleşme: Hayal etme, görme, koku alma, işitme gibi duyularla oluşan sertleşmeye psikojenik sertleşme denir. Beyin merkezli sertleşme de denilebilir. Genç erkeklerde bu yol çok kuvvetlidir. Hafif bir hayal bile hemen sertleşmeye neden olabilir. Yaşlandıkça bu tip sertleşmeler daha az olmaya başlar.
2.Refleks sertleşme: Cinsel organlara dokunma neticesi oluşan uyarılar, omurilikteki sertleşme merkezine gider. Bu merkez, kendine beyinden gelen baskılayıcı uyarılar yoksa penise sertleşmeyi sağlayan uyarılar gönderir. Sonuçta oluşan sertleşmeye refleks sertleşme denir. Her yaşta bu tip sertleşme aktiftir. Küçük çocuklarda ve bebeklerdeki sertleşmeler bu tiptir. Yaşlandıkça psikojenik sertleşmeler azaldığından bu tip sertleşmeler daha önem kazanır.
3.Gece sertleşmeleri: Sağlıklı erkeklerde her gece, uykuda, her biri 15-20 dakika süren, 3-5 defa sertleşme periyotları olur. Bunun için uyarıcı dokunma ve düşünme gereksizdir. Kendiliğinden oluşan gece sertleşmeleri erkeğin ruhsal problemleri, olumsuz düşüncelerinden etkilenmez. Sabah uyanınca görülen penis sertliğinin, mesanenin doluluğundan dolayı oluştuğu düşünülür. Gerçekte, sabah uyanınca görülen penis sertliği, gece sertleşmelerinin bir parçasıdır.