Prof. Dr. Ali İhsan Taşçı
+90 545 393 60 60
Zuhuratbaba Mahallesi, İncirli Caddesi, No: 89, Bayrak Apartmanı, Kat: 4, Daire: 9, Bakırköy, İstanbul
Erkek üreme hücresi olan sperm, yumurtalarda üretilmektedir. Üretim, kadınlardakinden farklı olarak, buluğda başlayıp hayatın sonuna kadar devam eder. Kadın periyodunda ayda bir kez yumurtalama(ovulasyon) ile bir adet (nadiren birkaç) yumurta hücresi (ovum) oluşmasına rağmen, erkekte sperm üretimi süreklidir.
Doğumda erkek yumurtalarında sperm üretecek ana sperm hücreleri (spermatogonium) bulunur. Ergenliğe kadar bu hücreler sessizce beklerler. Ergenlikte beyinden salgılanan hormonların (FSH, LH) artışı ile yumurta içindeki ana sperm hücrelerinde bölünme başlar. Oluşan yeni hücreler de çeşitli bölünme, gelişme ve farklılaşma aşamalarından geçerek sperm haline gelirler.
Yumurtalarda, dakikada yaklaşık 50-200 bin adet sperm üretilir. Yumurtanın içindeki kanallarda oluşan spermler, yumurtanın üst kutbundaki kapıdan epididim adı verilen kanal sistemi içine girerler. Burada da olgunlaşmaya devam eden spermler, epididimin kuyruk kısmına geldiklerinde bağımsız hareket kabiliyeti kazanmış olurlar. Bir sperm hücresinin gelişimini tamamlayıp olgun hale gelişi yaklaşık 70 gün sürmektedir.
1-Sperm üretmek
2-Erkeklik hormonu(testosteron) salgılamak
Epididim
Spermler yumurtada üretildikten sonra, yumurtanın üst kutbuna yerleşmiş kanal sistemi içine girerler.
Bu kanal sistemi, yumurtanın üst kutup-arka kenar-alt kutup istikametinde ona sıkıca yapışık vaziyetle bulunur.
Epididim içindeki kanalcık uzatılırsa 5-6 metreyi bulur.
Spermin kanallarda ilerleyişi günler sürer. Bu seyahat, spermin olgunlaşması ve dölleme kabiliyeti kazanabilmesi için şarttır.
5-7 mikron boyunda, 3-4 mikron eninde, armut şeklinde baş,
2-3 mikron boyunda boyun,
40-45 mikron uzunluğunda kuyruk
Sperm başının içinde, kromozomlar ve diğer hücre elemanları bulunur. Başın uç kısmında bulunan zarlar arasında, yumurta hücresinin zarını eriterek delmeye yarayan enzimler bulunur.
Boyun kısmında, kuyruğun hareketini sağlayan, adeta motora benzetebileceğimiz yapılar mevcuttur.
Kuyruk ise adeta yüzme hareketleri yaparak, spermin hareketliliğini sağlamaktadır.
Cinsel uyarılma olduğunda sperm hücreleri, meni keseciklerinin ve prostatın salgıları, arka idrar yolu ve boşaltma kanallarında birikmeye başlarlar. Birikim için, prostat içindeki idrar kanalının mesane tarafındaki üst kısmı ve prostatın alt tarafındaki alt kısmı sfinkter sistemi (büzücü mekanizma) tarafından kapalı tutulur. Bu sayede biriken sıvılar mesaneye ve idrar yolundan dışarıya kaçmaz. Biriken sıvıya meni adı verilir.
Boşalma esnasında mesaneden sonraki dış idrar yolunun mesane tarafında bulunan iç sfinkter (büzük) kapalı kalırken, idrar yolunun prostattan sonraki kısmını saran dış sfinkter açılır. Aynı anda, idrar yolu üzerindeki ve boşaltma kanallarındaki kaslar, hızlı ve ritmik olarak kasılırlar. Bu kasılmalarla beraber meni, fışkırır tarzda birkaç hamle ile idrar deliğinden dışarı atılır.
Bu ismine rağmen, meninin depolandığı bir yer olmayıp, meni içerisine spermin hayatiyeti ve fonksiyonları için bazı salgılar bırakan organdır.
Bu organ, meninin kanlı olması durumu ve kısırlık için incelemeler yapılırken gündeme gelmesi dışında sessiz ve sakindir.
Meninin muhtevasının
%70’i meni kesesinin,
%25-27’si prostatın salgılarından ve sadece
%2-3’ü spermlerden oluşur.
Anne karnındaki ceninin bel kemiğinin her iki yanındaki dokular, ceninin kromozom yapısı dişi ise yumurtalık şeklinde farklılaşır. Gebeliğin 6. haftasında yumurtalıkta yumurtanın ana hücreleri (oogonia) belirginleşir. 20. haftaya kadar ana yumurta hücreleri bölünerek çoğalır. 46 kromozomlu bu hücreler kromozom sayısını yarıya indirecek bölünme aşamasına girerler. Bölünme aşamasındaki bu hücrelerin yumurtalıkta sessizce beklemeye başlarlar.
Doğum sırasında yumurtalıkta belli sayıda bulunan bu hücrelere oosit adı verilir. Bu hücrelerin sayısı artmaz. Fakat enfeksiyon, radyasyon, travmalar gibi zararlı faktörlerin etkisiyle sayıları azalır.
Doğumdan ergenliğe kadar, yumurtalıkta değişmeden bekleyen oositler, ergenlikten sonra gelişerek olgun yumurta hücresi haline geleceklerdir. Anne karnında yumurtalığın sahip olduğu oositlerin %99’u çeşitli nedenlerle yok olurken, sadece %1 kadarı gelişerek yumurta hücresine dönüşmektedir.
Kadın periyodunun yaklaşık 14. gününde beynin hipofiz bölgesinden salgılanan hormonlardan LH’nin miktarı aniden artar. Müteakiben yumurta hücresinin zarı çatlayarak yumurta hücresi serbest kalır. Bu olaya yumurtalama adı verilmektedir.
Yumurtalıkta, yumurta hücresinin gelişmesi sırasında, östrojen ve progesteron adlı hormonlar üretilmektedir. Yumurtalamadan önceki periyodun ilk döneminde östrojen, yumurtalamadan sonraki ikinci dönemde progesteron daha fazla üretilir. Bu hormonlar birçok fonksiyonu yanında, rahim içindeki dokuların, döllenmiş yumurtanın yuvalanmasına uygun hale gelmesini sağlarlar. Aksi halde döllenmiş yumurta rahme yuvalanmayacak ve düşük olacaktır.
Döllenme, erkek üreme hücresi sperm ile dişi üreme hücresi yumurtanın buluşup spermin, yumurta içine girmesi halidir. Bu olay, kadın tüplerinden birisinin içinde gerçekleşir.
Cinsel ilişkide, boşalmadan sonra meni içerisindeki spermler, hızla serviks denen rahmin boyun kısmından içeri girerler. Spermler buradan rahmin içerisinde yukarıya doğru ilerleyerek, tüplerin içerisine girerler ve burada da ilerlemeye devam ederler.
Yumurta hücresi, kadın yumurtalığından serbest bırakıldıktan sonra karın boşluğunun alt kısmına düşer. Düştüğü yer, tüplerin eldiven parmağı gibi uzantıları olan serbest ucuna yakındır. Yumurta hücresi, tüpün uzantıları tarafından tüpün içine alınır. Yumurta hücresi tüpün içinde rahim tarafına doğru yavaşça iletilir. Bu sırada tüp içine kadar ulaşmış sperm hücresi varsa, döllenme için buluşma gerçekleşmiş olur.
Sperm ile yumurta hücresinin buluşmasından sonra sperm, baş kısmındaki eritici enzimlerle yumurtanın zarlarını delerek içine girer. Bir sperm yumurta içine girdikten sonra yumurta zarının özelliğini değiştirerek başka spermlerin yumurta içine girmesine müsaade etmez.
Rahim içine bırakılan milyonlarca spermden sadece bir tanesi yarışı kazanır ve yumurta hücresini döller. Döllenmiş yumurta hücresine zigot denir.
Bir insanın bütün vücut özelliklerini belirleyen genetik bilgisi kromozomlar üzerinde yazılıdır. İnsanın her hücresi eşit sayıda; 46 kromozom içerir. 46 kromozomun 2 tanesi cinsiyet belirleyici kromozomdur. Her insan 46 kromozomun 23’ünü annesinden, 23’ünü ise babasından alır.
Yumurta hücresi serbest kaldıktan sonra follikülün adı: Corpus luteum
Corpus luteum östrojen ve progesteron hormonlarını salgılar. Döllenme olmazsa corpus luteum dejenere olur.
Eğer döllenme olursa, döllenmiş yumurtadan hCG (Human Coryonik Gonadotropin) adlı hormon salgılanır. Bu hormon corpus luteumun hayatiyetini ve hormon üretimini devam ettirir. Böylece döllenmiş yumurtanın rahme yuvalanışı ve gelişimi devam edebilir.
Embriyo daha sonra gelişen plasentası ile kendine gereken hormonları üretmeye başlar ve corpus luteuma ihtiyaç kalmaz.
Döllenmeden sonra, döllenmiş yumurta (zigot) yaklaşık 30 saat, dıştan tespit edilebilir bir değişiklik olmaksızın sessiz kalır. Bu sırada erkek ve dişiden gelen kromozomlar birleşmiş, yeni canlının kromozomları oluşmuştur. Rahim tüplerinin içinde gerçekleşen döllenmeden sonra, zigot tüpün içinde rahime doğru ilerler. Rahme ulaşması 3-5 gün sürer. Bu aşamalarda zigot, bölünerek çoğalır. Hücre sayısı 2, 4, 8, 16... olarak artar. Yuvalanma aşamasındaki zigot, bir boşluğu çevrelemiş, tek tabaka halinde dizilmiş hücrelerden oluşur. Bu hücre topluluğunun bir tarafındaki hücreler sayıca ve tabaka olarak daha fazla gelişir. Bu bölge rahime yapışma bölgesidir. Bu aşamadaki yeni canlıya embriyo adı verilmektedir.
Şekil. Tüplerin birinin içinde gerçekleşen döllenmeden sonra oluşan zigot rahim içine yuvalanır.