Prostat konusunda doğru bilgiye ulaşmak isteyenler için hazırlanmış bu kitapta; prostatın yapısı, fonksiyonları, hastalıkları, hastalıklardan korunma, alternatif ve tamamlayıcı tıp uygulamaları sade bir dille anlatılmaya çalışılmıştır.
Dr. Ali İhsan Taşçı
PROSTAT İLTİHAPLARI
Prostat iltihapları (prostatit) bazı mikroorganizmaların prostata yerleşmesi ile meydana gelir. Daha çok kronik, sinsi infeksiyonlar yıllarca sürmekte hastayı muzdarip etmektedir. Bazı tip prostat iltihaplarında mikrobik bir etken yoktur. Ancak prostat dokusu iltihap belirtileri gösterir.
PROSTAT KANSERİ
Prostattaki kötü huylu büyümeler prostat kanseri adını almaktadır. Prostat kanseri iyi huylu prostat büyümelerinde olduğu gibi idrar yolunu sıkıştırır onunla benzer şikayetlere neden olur.
PROSTAT HASTALIKLARI NASIL TEŞHİS EDİLİR?
Prostat hastalıklarının tanısı için;
- Prostat muayenesi,
- PSA (Prostat Spesifik Antijen) kan testi,
- İdrar tahlilleri
- İşeme testi,
- Ultrasonografi, MR
- Prostat biyopsisi kullanılmaktadır.
PROSTAT MUAYENESİ
Prostat, mesanenin tabanında yerleşmiştir. Arkasında kalın bağırsağın son kısmı bulunur. Sadece anüsten sokulan parmakla, prostatın arka yüzeyi hissedilebilir. Muayenede prostatın büyüklüğü, şekli, kıvamı, asimetrisi ve sertlik alanları olup olmadığı değerlendirilir. Prostat muayenesinde, prostattaki sertlikler ve asimetrik büyümeler kanserden şüphelendirir.
Görüntüleme tekniklerinde ilerlemelere ve hassas laboratuvar testlerine rağmen, hâlâ parmakla prostat muayenesi değerini korumaktadır. Bu muayenede aynı zamanda kalın bağırsak tümörleri, anüs hastalıkları ve basur gibi hastalıklar tespit edilebilir. Keza muayene sırasında anüsün refleksleri değerlendirilerek, bölgenin sinirsel yapısı hakkında kabaca fikir edinilebilir.
PSA TESTİ (PROSTAT SPESİFİK ANTİJEN)
PSA, prostattan salgılanan bir maddedir. Kanser durumlarında salgılanışı artar. Bu durum tespit edildiğinde kanser araştırmasına başlanır.
PSA, prostat kanseri tanısında çok hassas ve değerli olmasına rağmen, mükemmel bir test değildir. PSA, prostat kanseri dışında iyi huylu prostat büyümesi, prostat iltihabı, prostat masajı ve sonda takılması gibi nedenlerde de yükselebilir. Bu durumlar arasında ayrıcı tanı hekimler tarafından yapılır.
PSA, prostat kanseri tanısı konulmuş hastalara uygulanan tedavinin etkinliğini değerlendirmede de kullanılmaktadır.
PSA TESTİ NE ZAMAN YAPILMALIDIR?
50 yaşından sonra yılda bir kez prostat kontrolü yapılmalı ve yaşam beklentisi 10 yıldan az kalana kadar bu devam ettirilmelidir. İleri yaşlılıkta, prostat kanseri taraması yapılmamaktadır. Ancak şikâyeti ve belirtisi olanlarda böyle bir sınırlama yoktur. Her yaşta prostatın durumu değerlendirilir. Ailesinde (baba, kardeş, amca) erken yaşta prostat kanseri olanlar, bu kontrollere 40 yaşından sonra başlamalıdırlar.
PSA’NIN NORMAL DEĞERLERİ KAÇTIR?
PSA’nın normal değeri 0-4 ng/ml arasındadır. 4-10 arasındaki değerler ara değerlerdir. 10’dan fazla olan değerler ise yüksek kabul edilir. PSA’nın 1 veya 2 olduğu durumlarda da, hatta daha düşük değerlerde de prostat kanseri görülebilmektedir.
PSA’NIN TÜRLERİ VE PSA HESAPLAMALARI NELERDİR?
PSA testinin anlamlılığını arttırmak için bazı PSA alt türleri ve PSA hesaplamaları kullanılır:
- Serbest PSA: Bu, PSA’nın bir formudur. İyi huylu prostat büyümelerinde daha fazla artar.
- Serbest PSA/Total PSA oranı: Serbest PSA iyi huylu büyümelerde daha fazla arttığından, oran ne kadar yüksek olursa kanser ihtimali o kadar azalır.
- PSA dansitesi: PSA’nın prostat ağırlığına oranını gösterir. PSA dansitesi ne kadar yüksek olursa kanser ihtimali o kadar artar.
- PSA velositesi ve ikiye katlanma zamanı: PSA’nın artış hızını gösterir. Yıllık PSA artışı 0.75 ng/ml’yi aşmamalıdır. PSA’nın iki katına çıkma zamanı da önemlidir. PSA normal sınırlarda olsa bile PSA’nın artış hızı ve iki katına çıkma zamanları yüksekse prostat kanserinden şüphelenilmelidir.
- Yaşa bağlı PSA: PSA değerleri yaş arttıkça artar. Bu nedenle, PSA’nın normal kabul edilen değerleri, erkeklerin yaşına göre belirlenmektedir. Örneğin 50 yaşındaki bir erkekte 2.5 sınır kabul edilirken 70 yaşında PSA nın 5-6 olması kabul edilebilmektedir.
İDRAR AKIM HIZI (ÜROFLOWMETRİ)
Üroflowmetri, idrarın akım hızının ölçülmesidir. Saniyede yapılan idrar miktarı, otomatik cihazlarda belirlenebilmektedir. Üroflowmetride idrarın akım tarzı, işeme eğrisi ile gösterilebilmektedir. İşeme eğrisi ile işemenin normal olup olmadığı değerlendirilir. Normalde maksimum işeme hızı erkeklerde 20 cc/saniye dir. 10 cc/saniye altındaki değerler daralmayı gösterir. 10-15 cc/saniye arasındaki değerler ara değerlerdir.
İdrar akım hızını ölçmek, idrar yolu darlıklarını değerlendirmede çok değerli bilgiler verir. Ancak bazı özelliklerine dikkat edilmelidir. Üroflowmetrede işenen idrar miktarı, 150 cc den fazla olmalıdır. Bunun için tetkike gelirken hastaya idrarını yapmaması tembihlenir. Ancak bazı hastalar idrarını fazlaca biriktirdiklerinde, normal idrar yapamazlar. Bazı kişiler ise başkalarının yanında, başka yerde ve özellikle de test ortamlarında rahat idrar yapamazlar. Sonuçta değerler yanlış olarak, daha düşük bulunabilir.
PROSTAT ULTRASONOGRAFİSİ (KARINDAN/TRANSABDOMİNAL)
Prostat, hem karından yapılan ultrasonografiyle (Transabdominal ultrasonografi) hem de kalın bağırsak yolu ile yapılan ultrasonografiyle (Transrektal ultrasonografi-TRUS) görüntülenebilir.
Karın yolu ile yapılan ultrasonografide prostat, mesane ve böbrekler birlikte değerlendirilebilir. Prostatın boyutları, hacmi ve kabaca iç yapısı hakkında bilgi edinilir. Mesane duvar yapısı incelenir, taş, tümör gibi başka patolojilerin olup olmadığına bakılır. Mesanenin kapasitesi ve idrar yaptıktan sonra mesanede kalan idrar miktarı belirlenir. Böbreklerin değerlendirmesinde de böbreklerde şişme olup olmadığına bakılır ve diğer böbrek patolojilerinin araştırması yapılır.
PROSTAT ULTRASONOGRAFİSİ (MAKATTAN/TRANS REKTAL)
Transrektal ultrasonografi denen değerlendirmede, ultrasonografi kalın barsağın son kısmından yapılmaktadır. Parmak kalınlığındaki ultrason probu, parmakla prostat muayenesinde olduğu gibi anüsten kalın barsağa sokulur. Buradan prostat çok ince detaylarına kadar görüntülenebilir. Karından yapılan ultrasonografiye göre prostatın hacmi ve iç yapısı hakkında daha kesin değerlendirmeler yapılabilir.
PROSTAT BİYOPSİSİ
Prostat biyopsisi, prostattan parça alınmasıdır. Alınan parçalar patoloji uzamanı tarafından incelenir ve hastalığın türü hakkında bir karar verir.
Eskiden prostat biyopsisi, makattan sokulan ve parmak yardımıyla yönlendirilen özel iğnelerle yapılırdı. Bu biyopsiler körlemesine yapıldığından prostatın neresinden parça alındığı tahminlere dayanırdı. Günümüzde prostat biyopsileri ultrasonografi kılavuzluğunda yapılmaktadır. Kalınbarsak yolu ile yapılan ultrasonografide kullanılan probunun içinden iğne geçirilebilir. Özel yapılmış iğnelerle, ultrasonografi görüntüsü kılavuzluğunda, nereden parça alınmak istenirse oradan parça alınabilir. Ayrıca MR klavuzluğunda da biyopsiler yapılmaktadır.
Prostat biyopsisinde 6,8,10,12 ve hatta daha fazla parça alınır. Parça sayısı prostatın ve prostatla ilgili diğer tetkiklerin durumuna göre belirlenmektedir.
PROSTAT KANSERİ NASIL TEŞHİS EDİLİR?
Prostat kanserini araştırmak için önce parmakla prostatın muayenesi, sonra PSA (Prostat Spesifik Antijen) kan testi yapılır. Bunlardan birinde veya her ikisinde anormallik bulunduğunda prostattan parça alınarak (prostat biyopsisi) patolojik inceleme yapılır. Kanser tanısı, prostat biyopsisi ile patolog tarafından konulabilir. Muayene ve testler, sadece kanserden şüphelendirir.
PROSTAT BİYOPSİSİ AĞRILI MIDIR?
Her parça alınışında, iğne batmasının verdiği ağrı gibi bir sızı hissedilir. Normalde bu ağrı duyusu, dayanılabilecek seviyededir. Bu ağrıyı, lokal anestezik denen uyuşturucu iğneler veya pomatları kullanarak azaltmak veya ortadan kaldırmak mümkündür.
PROSTAT BİYOPSİSİNİN KOMPLİKASYONLARI NELERDİR?
Gerekli hazırlık yapılır ve koruyucu tedbirler alınırsa, prostat biyopsisinin komplikasyonları fazla değildir. Tedbir alınmazsa, önemli sorunlarla karşılaşılabilir:
Enfeksiyon: Prostat biyopsisinin en korkulan komplikasyonudur. Enfeksiyondan korunmak için işlemden önce başlayıp, birkaç gün sonrasına kadar koruyucu antibiyotik kullanılır.
Kanama: Biyopsi sonrası, kalın bağırsaktan kan gelebildiği gibi idrar ve meni ile beraber kanama da olabilir. Bu kanamalar, genellikle fazla değildir ve bir iki günde kaybolur. Hemoroit (basur) varlığında kanama miktarı fazla olabilir. Kanı sulandırmak için aspirin ve benzeri ilaç kullananlarda, kanama ihtimali daha fazladır.
PROSTAT BİYOPSİ MATERYALİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANSERİN DERECESİ
Prostat parçalarında kanser hücrelerinin olup olmadığı tespit edildikten sonra, kanser hücreleri derecelendirilir. Bu derecelendirme, kanser dokusunun habaset (azgınlık) durumunu gösterir. Hücrelerin düzeni ne kadar bozuksa ve hücre yapısı normalden ne kadar sapmışsa, kanser o kadar habistir.
Prostat kanseri için “gleasson” adlı derecelendirme kullanılmaktadır. Kanserli dokunun en iyi düzende olanına bir, en düzensiz olanına beş olmak üzere puan verilir. Mikroskopta, görüntü alanlarından ikisinin gleasson derecesi ayrı ayrı değerlendirilir. Bu iki gleasson derecesi toplamı, total gleasson skor olarak hesaplanır.
Gleasson skor 6-7: Kanserin orta derecede hızla gelişeceğini, yayılma potansiyelinin orta derece olduğunu gösterir.
Gleasson skor 8-10: Kanserin hızla gelişeceğini, yayılma potansiyelinin fazla olduğunu gösterir.

